29 Eylül 2013 Pazar

Avon Clinique'e karşı!


Gün geçmiyor ki hayatımıza yeni bir makyaj trendi girmesin.
Bu trendlerden biri de, öncülüğünü Clinique'in yaptığı Chubby Stick kalem ruj / balm modası oldu.
Moda deyip geçmemek lazım, dudak kalemi olmadan sürülen rujun ne kadar dağınık ve kötü bir görüntü sunacağını hepimiz biliyoruz. Bu tombik kalem rujlar ise bizi hem kalem / ruj fırçası taşıma derdinden kurtarıyor hem de dudaklara yoğun bakım sağlıyor.

Peki bir marka bu işe girişir de diğerleri girişmez mi?
Bu konuda adım atan diğer firmalar Max Factor, H&M, NYC, Sephora, L'Oréal, Oriflame ve en sonunda da Avon oldu. NARS'ın da kalem rujları var. Arada atladığım marka varsa söyleyin lütfen! :)

Bir süre önce, Clinique'in chubby stick kalem rujlarının Intense serisinden 02 numaralı Chunkiest Chili adlı ürünü edinmiştim. Ancak hemen hemen bütün bloggerlar bu konuyu ele aldıkları için, özellikle bir yazı hazırlamamıştım.

Ne var ki, elime üç dört gün önce geçen Avon Ultra Colour Lip Crayon kalem ruj, beni bu yazıyı yazma durumunda bıraktı. Zira eminim ki bu kalem ruj karmaşasında, kim neyi alacağı konusunda duraksamalar yaşıyordur.


"Birinin rengi başka, birinin rengi başka. E ne demeye bu ikisini karşılaştırıyorsun?" diyenleriniz olabilir. Bu işe girişmemin sebebi, her iki ürünün de üç aşağı beş yukarı aynı vaatlerde bulunması. Yani yoğun renk, yoğun nemlendirme, pratik kullanım, kalıcı renk. Formüller ve vaatler aynı olunca, karşılaştırılan ürünün renginin pek bir önemi kalmıyor.

Öncelikle sizleri, her iki ürünün internet sayfalarında yer alan resmi verilerden yola çıkarak oluşturduğum "kimlik kartları" ile başbaşa bırakıyorum.



İki ürünü ayrı ayrı değil, kriter kriter karşılaştıracağım.

AMBALAJLAMA

Clinique'in kalem ruju, zarif, kaliteli kartondan yapılma, pastel renkli ve çiçekli bir kutuda geliyor.
Avon ise klasik siyah kutularından yararlanmış.

Her iki ürünün ebatı da aynı.
Her iki ürün de, saat yönüne çevrilerek yükseltiliyor ve aksi yönde çevrilerek kapanıyor.

Clinique, farklı dokuları harmanladığı için ambalajlama konusunda Avon'un siyah plastiklerinin önüne geçiyor.


RENK - KOKU - DOKU

Her iki markanın renkleri de ilk bakışta oldukça canlı. Bu canlılık, swatchlarda kendini gösteriyor. Hatta Avon'un daha yoğun durduğunu rahatlıkta söyleyebiliriz.


Fakat o da ne!? Avon'un Ultra Colour Lip Crayon Carefree Coral'ı bildiğiniz şakır şakır simli çıktı! Nasıl bir şoka uğradığımı tahmin edersiniz. Çünkü ürün tanıtımında simli ifadesi KESİNLİKLE geçmiyor.

İki ürünün de bariz bir kokusu yok.

Clinique Intense sürdüğünüzde, hafif bir dokunuş bile yapsanız, rengin dudaklarınızın tamamını kapladığını, çizgilere dolmadığını ve kremsi bir parlaklık verdiğini görüyorsunuz.


Ne var ki aynı şeyi Avon için söyleyemeyeceğim. Evet, parlak, hatta cayır cayır bir renk veriyor. Ne var ki ürün, üzerinden kaç kez geçersem geçeyim tam bir örtücülük sağlamıyor. Aşağıdaki swatchta göreceksiniz; aralardan dudağımın kendi rengi belli oluyor.


Avon'un bir başka dezavantajı, rujun içindeki o simleri birebir hissetmeniz. Yalnış duymadınız! O simler, resmen peeling gibi dudağınızı haşır haşır dalıyor. Pürüzsüzlükten uzak garip bir görünüm veriyor.

İki ürün de kalıcı, o konuda bir sıkıntı yok. Ancak Avon'un ürününü dudağımdan çıkarttığımda geride hala simler parlıyordu.

Her iki ürün de bir noktadan sonra dudaklarımda kurumaya neden oluyor. Ancak Avon'dan kaynaklı kurumam daha yoğun oldu.



ÖZET

Clinique Intense serisi, ürün tanıtımında verdiği vaatlerin hepsini yerine getiriyor.
Avon ise bu konuda sınıfta kalıyor. Simlerin varlığı belirtilmemiş, "kremsi doku" kısmı ise içten içe kahkaha attırıyor. Kremsi mi? Peelingimsi desek?


SONUÇ

Avon, şahane rujlar üreten ve dudaklarda saten etkisi yaratan bir marka olması nedeniyle uzun yıllardır bir numaralı tercihimdir.
Lakin kalem ruj furyasına katılmadan önce, gerekli araştırmaların hakkıyla yapılmadığına inanıyorum.
"Hangisini alayım?" derseniz, paraya kıyın, Clinique edinin diyorum.

Sevgiler!

28 Eylül 2013 Cumartesi

Avon True Colour 4'lü Göz Farı - Purple Haze

Bildiğiniz üzere Avon yenilenmeye gitti, büyük lansmanlar yapıldı, Hadise geldi marka yüzü oldu, her bilboard Hadise doldu.

Biz makyaj bloggerlarının gündemine ise üç ürün oturdu.
Değişik tasarımıyla "dene beni dene beni!" diye bağıran ve henüz satışa sunulmayan Mega Effects maskara, "Clinique'e rakip olabilir mi acaba?" dedirten Ultra Colour Lip Crayon kalem rujlar ve tabii ki True Colour göz farı paletleri.

True Colour 4'lü göz farı paletleri, 9 ayrı kombinasyon seçeneğiyle müşterilerin beğenisine sunuldu.
Benim tercihim ise, serinin mor - mürdüm ağırlıklı Purple Haze'i oldu.


Ambalajlar, klasik minimalist Avon ambalajı. 
Ürünün açıldıktan sonraki raf ömrü 2 yıl. 
Çantada taşımak için oldukça pratik.


Sadece bu paleti kullanarak gölgelendirmeli, profesyonel görünümlü bir makyaja sahip olmak istiyorsanız, neyi nereye kullanacağız numaralarla belirlenmiş.

1 numara, kaş altı ve göz pınarlarını aydınlatmak için,
2 numara, göz kapağı için,
3 numara, crease diye tabir ettiğimiz, kaş kemiğinin altını gölgelendirmek için,
4 numara ise, kuyruk kısmına ekstra gölge ve derinlik kazandırmak için düzenlenmiş.


Renkler shimmery / sedefli.
Detaylara inecek olursak:
1 - Nötr tonlu lila.
2- Sedefli bir leylak rengi.
3- Favori rengim, nefis bir sedefli mürdüm.
4- Mavi yeşil soğuk tonlu minik ışıltılar içeren metalik bir koyu gri / füme.

Bu paleti, numaralandırma yönergelerine uygun bir şekilde kullanarak yaptığım örnek makyaj:

Gün ışığında - Flaşsız

Flaşlı çekim.
Göz kalemi olarak yine Avon'un Glimmerstick Diamonds serisinden
Sugar Plum adlı kalem kullanıldı.

Özetleyecek olursak:

- Önceki seriye kıyasla, pigmentasyon daha yüksek. Yine de daha başarılı bir sonuç için uygulama öncesinde göz farı bazı kullanmanızı tavsiye ederim. Ben kullandım.
- Fiyat şu anda oldukça uygun. Normal fiyat 26,50. Şu anda 15,90.
- Bitse bir daha alır mıyım? Muhtemelen evet.
- En büyük avantajı, çalışılan renklerin gözü ön plana çıkartması ve çoğu mor bazlı farlarda yaşanan "dayak yemiş" görüntüsünden uzak bir tablo sunması.

Siz bu yenilenen seriden kullandınız mı? Ya da bu palet size "iç açıcı" geldi mi?
Yorumlarınız ne yönde?
Sevgiler!

27 Eylül 2013 Cuma

2013 / 14 Sonbahar - Kış Makyaj Trendleri

Yaz boyunca düzenlenen ve sonbahar kış modasını hedef alan defileler; sadece giyim - kuşam konusunda değil, saç ve makyaj ivmelerinin ne yönde seyredeceği konusunda da büyük ipuçları veriyor.

İtiraf edelim, çoğu defilenin futuristik ve abartılı bir havası vardır ve günlük hayata yüzde yüz adapte edilebilecek hazır materyal bulmak neredeyse imkansızdır. Ancak bu, satır aralarını okumayacağımız anlamına gelmiyor!

Bakalım bizi bu sezon ne gibi makyaj trendleri bekliyor!


1 - KALIN KAŞLAR


İncecik kaşlar mazide kaldı. En azından bu sezonluk!
Kaşlarınızı kalınlaştırmak istiyorsanız, yapmanız gerekenler oldukça basit.


- Bir kaş tarağı edinin. (Biten bir maskaranızın fırçasını yıkayarak bu iş için kullanabilirsiniz.)
- Kaşlarınızı doldurmadan önce mutlaka tarayın.
- Kaş doldurmak için hangi malzemeyi kullanırsanız kullanın, aşırıya kaçmayın. İşinizi yumuşak dokunuşlarla görün.
- Ve asla iki kaşınızı da milimetrik eşitlemeye çalışmayın. 

Kalın kaşları nude far, ince eyeliner ve şarap rengi dudak trendleriyle kombinleyebilirsiniz. Kalın kaşa dumanlı gözler eklemeye çalışmayın. Kalabalık ve kirli bir görüntü oluşması son derece muhtemel!


2 - ŞARAP RENGİ DUDAKLAR


Ağırlık şarap renginde. Ama aslında; kan kırmızısından koyu bordoya varan geniş bir yelpaze söz konusu. Yani burada esas olan, koyu renk rujlar seçerek cesur dudaklara sahip olmak.


3- İNCE EYELINER



4- RETRO KEDİ GÖZLERİ


Bu makyajın modası ne zaman geçiyor ki zaten?


5- TURUNCU


Mercan ve turuncu tonlarını bu sezon hem gözlerde hem de dudaklarda sık sık göreceğiz. İlerleyen günlerde turuncu renkli rujların ne şekilde kullanılacağı hakkında bir yazı hazırlamayı planlıyorum.


DAHA BAŞKA NELER VAR?

- Allık tonları ışıltılı pembelerden soft ve mat şeftalilere dönüyor.
- Tamamen nude makyajlar, yeni makyajsız gibi görünen makyajlar yeni trend. Ancak kaç kişi bu trendi hakkıyla taşıyabilir, tartışma konusu.
- Göz farları metalik ve canlı renklerde. Kobalt maviden koyu bronza, zümrüt yeşilinden parlak mora kadar her opsiyon mübah.


ÖZET

"Bu kadar fotoğraf var, ben pek bir şey anlamadım. Ne yapalım yani şimdi?" diyorsanız...

1- Cilt alt tonunuza uygun olan bir adet mercan / turuncu bir adet de bordo ruj edinin.
2- Bu rujları kullanacağınız zaman ten renginize yakın farlardan ve eyelinerlardan yararlanın. İnce ya da kalın hiç fark etmez.
3- Renkli göz farı kullanacaksanız dudağınızı hafif tutun.
4- Kaş kalınlaştıracaksanız, her türlü makyajı gönül rahatlığıyla yapabilirsiniz - dumanlı gözler hariç!


Tüm bu trendler içinde en çok ilginizi çeken hangisi oldu?
Hangisi için "kesin uygularım!", hangisi için "yok, benden uzak olsun!" diyorsunuz?

Sevgiler!

26 Eylül 2013 Perşembe

Takma Kirpik Etkisi - Kirpik Pudralama


Maskara Sürmenin Evrensel Kuralları adlı yazımda yer alan "iki kat arası pudra" tekniğini merak etmiştiniz. Bu nedenle, uygulamanın nasıl yapılacağı konusunda ufak bir "tutorial" hazırlamak istedim. Umarım faydalı olur.

İhtiyacınız olan malzemeler:
Kirpik kıvırıcı (arzuya göre, ben kullanmıyorum)
Favori maskaranız.
Bebek pudrası 
Temiz ve enli bir far fırçası

1. ADIM


Bunlar benim, dibine sadece çok ince siyah kalem sürülerek dağıtılmış, rimelsiz, temiz kirpiklerim. 
Önce çok az bir miktarda bebek pudrasını, ufak bir kabın içine alıp hazırlayın.
Çünkü pudrayı, ilk kat rimelinizi sürdükten hemen sonra uygulayacaksınız. Pudrayı hazırlarken zaman kaybederseniz, rimel kirpiğinizde çabucak kurur, siz de olumlu bir sonuç alamazsınız.

2. ADIM

Dilerseniz kirpiklerinizi kıvırın. Ardından ince bir ilk kat maskara geçin.


3. ADIM

Işıktan dolayı göz kapağım bir garip çıkmış!

Temiz far fırçasını önceden bir kaba aldığınız pudraya daldırın, fazlalığını pıtpıtlayarak atın. Ardından gözünüzü kapatın ve pudrayı, fırçayı dik tutarak, kirpiklerinizin üstüne hafif vuruşlarla uygulayın. İleri geri ya da sağa sola hareketler yapmamanızı öneririm. Bu, kirpiklerinizin birbirine girmesine neden olabilir.

4. ADIM

Son kat maskaranızı, dipten uca hafif zigzaglarla sürün.

SONUÇ


Soldaki fotoğraf, pudralanmış ve iki kat rimel sürülmüş kirpiklerime ait.
Sağdaki fotoğrafta ise sadece iki kat rimel sürülmüş, normal kirpiklerim var.

Aradaki fark, hem uzunluk açısından hem de dolgunluk açısından bariz bir şekilde ortada.

Kirpik pudralama hilesi, makyaj uzmanlarınca yıllardır kullanılıyor. İlk kat ıslak rimelin hemen üzerine geçilen pudra; ikinci kat rimele tutunabileceği ekstra bir platform sağlıyor. Bu sayede kirpikler, olduğundan dolgun ve uzun görünüyor. 

Sevgiler!

24 Eylül 2013 Salı

Essence Long Lasting Lipstick - Natural Beauty & Wear Berries!

Hemen hemen hepimizin favori drugstore markalarından biri olan Essence, yeni Long Lasting Lipstick serisini piyasaya sürdü. 10 renkten oluşan serinin tüm seçeneklerini gözden geçirdim ve sonunda benim için en uygun renklerin 07 numaralı Natural Beauty ve 09 numaralı Wear Berries! olduğuna karar verdim.


Aslında 01 Coral Calling ve 04 On The Catwalk! renklerinde de gözüm kaldı. Ancak Avon'dan mercan tonlarında bir ruj sipariş ettiğim ve Maybelline'in rujlarından da On The Catwalk!'a çok yakın bir tona sahip olduğum için maceraya atılmadım.

Seriden en göze çarpan renkler, 08 Colour Crush ve 10 Cotton Candy. Ancak her iki renk de bana Nicki Minaj'ın dudaklarını anımsattığı için ardıma bakmadan kaçtım. Böyle neon neon pembeler bende hiç ama hiç iyi durmuyor!

Gelelim benim aldığım rujlara...

Flaşsız çekim.
Flaşlı çekim.
Beğendiğim noktalar:

- Pigmentasyon iyi. Rengini güzel veriyor.
- İnsanın içini bayan bir kokusu yok. Aslını isterseniz neredeyse hiç kokusu yok!
- Sürümü rahat, çok sert de değil, yok yumuşak da. Tam kıvamında!
- Dudaklarımı kadife gibi yaptı - ki benim dudaklarım çok kurur.
- Rengi ne parlak ne mat, sağlıklı bir görünüm kazandırıyor.
- Ambalajlama güzel.
- Raf ömrü 2 yıl.
- Fiyatı çok uygun. 7.75 olması lazım.


Beğenmediğim noktalar:

- Biri "long lasting" mi demişti? Yok canımm.. Kalıcılığı taş çatlasa 2 saat.
- Eczacıbaşı'nın ürün üstlerine yapıştırdığı etiketlerin ardında vıcık vıcık iz bırakmasından nefret ediyorum!

Flaşlı ve flaşsız swatchlar. Simli gibi çıkmış, oysa alakası yok.


Sonuç: Artıları eksilerine ağır basıyor, o zaman neden olmasın?

Siz serinin herhangi bir rengini denediniz mi? Ya da almayı planlıyor musunuz? Görüşleriniz neler?

23 Eylül 2013 Pazartesi

A'dan Z'ye Göz Makyajı Fırçaları

Göz makyajı için fırça alacaksınız, önünüzde birden fazla ürün var, ne ne işe yarar, nereye kullanılır emin olamıyorsunuz. Allığı kırk derece ateşle yataktan kalkmış gibi süren ve eyelinerının ucu kaşının tepesine değen satış görevlisinin makyaj yeterliliği hakkında şüpheleriniz var.Ya da online alışveriş yapacaksınız! E o zaman buyrun efendim göz makyajı fırçası dosyamıza!


21 Eylül 2013 Cumartesi

Maskara Sürmenin Evrensel Kuralları

Bir gıdımcık kirpiğim var ama ortaya Türkan Şoray gibi çıkmayı başarıyorum.
Nasıl mı?
Maskara sürmenin evrensel kurallarına uyarak tabii ki.

Hemen göz atalım, göz atmayanları uyaralım!

1- Maskarayı iki kattan fazla sürmeyin: Üç kat dört kat dediniz mi berbat bir topaklanma baş gösteriyor ve ortaya, hacimli değil, akşamdan kalma bir görüntü çıkıyor.

Evlerden ırak, topak topak kirpikler.

2- Önce kıvırma sonra maskara: Ben kirpik kıvırıcı kullanmıyorum, kullanamıyorum. Kullanma ihtiyacı da pek hissetmiyorum. Ama çoğumuz kirpik kıvırıcılardan büyük yardım görüyoruz, kabul. Kıvırıcınızı mutlaka temiz kirpikte kullanın, maskaranızı sonra uygulayın. Maskara sürülmüş kirpiği kıvırıcıya maruz bırakmak, zavallı kirpiklerinize sandığınızdan da büyük zarar verir.

3- Daldır çıkar yapmayın: Maskaranın fırça kısmını tüpün içine sokar, sonra ileri geri pompalayıp fırçaya maskara yüklemeye çalışırsınız ya.. Aman! Onu da yapmayın! Bu hareket, maskaranın içine hava dolmasına yol açar, ürünün ömrünü kısaltır, bakterilere mükemmel bir üreme alanı sunar ve ürünü sürdüğünüzde de kirpiklerde büyük topaklanmalara neden olur.

4- Dipten uca sürün: Maskara uygulamasında yapılan hatalardan biri de ürünü sadece uçlara sürmek. Maskaranızı sürmeye kirpiklerinizin dibinden başlayın, zaman ayırın ve acele etmeyin. Dipten uca, hafif zigzaglı hareketler, emin olun ki en iyi sonucu elde etmenizi sağlayacak.

Dipten uca. Daaaima dipten uca.
5- Bulaşan maskaranın kurumasını bekleyin: Diyelim ki göz kapağınızın altına üstüne ürün bulaştı. O kadar da uğraşmıştınız oysa! Biraz sabır. Bulaşan maskaranın kurumasını bekleyin. Sonra pamuklu çubuğu alıp lekenin üzerine dik açıyla bastırın. Parmak uçlarınızla çubuğu çevirin. Bitti gitti! Kurumamış maskarayı pamuklu çubukla almaya çalışırsanız, sıvaşma kaçınılmazdır!

6- İki kat arasına pudra: Takma kirpik etkisi elde etmek istiyorsunuz. Pekala. Maskaranızın ilk katını sürdünüz. Kısa ve geniş bir fırçayı talk pudranıza daldırın, aşağı doğru bakın ve pudrayı kirpiklerinizin üzerinden pıt pıt geçin. Ardından ikinci katı sürmeye başlayın. Maskaranız, sadece kirpiğe değil, pudra taneciklerine de tutunacağı için daha dolgun bir görünüm elde edeceksiniz.
Misal Essence, bu etki için şöyle bir pudra üretmiş. Türkiye'de hiç görmedim. Siz görürseniz beni lütfen haberdar edin.

Bu ürünü gören / duyan / alan / kullanan var mı?

19 Eylül 2013 Perşembe

Biz bu lafları çok sık kullanıyoruz!

Makyaj bloggerı süper kadındır.

Araştırır, satın alır, dener, üşenmez elli tane fotoğraf, elli tane video çeker, keser biçer editler, yayınlar, ürün karşılaştırması yapar, yerli ve yabancı blogları eşeler, ilham arar..

Belki de tüm blog türleri içinde en zor iştir makyaj bloggerlığı.
Çoğu insana da kolay gözükür, "Ne var bir ruj sürüp beş açıdan çekip koyuyorsun işte, iş mi yaptığın?"

Ben daha nereden baksanız bir aylık, tam anlamıyla çiçeği burnunda bir blog yazarıyım.
Aramızda bu işi yıllardır yapanlar var. Eminim onlar çok daha tatsız yorumlarla ve önyargılarla karşılaşmışlardır.

Neyse, biz bu lafa nereden geldik?
Hah!
Hatırladım.

Blog eşelemek demiştik, değil mi?
Bloggerın bir görevi de başkaları neler yazmış bakmak, yorumlamak, fikir alışverişinde bulunmak, komünitenin güçlenmesine ve dostluk bağları kurulmasına katkıda bulunmaktır.

Tabii bütüüüüün bu makyaj bloglarını incelerken, hepimizin diline (buna ben de dahil) pelesenk olan bazı kalıplar var, gözden kaçmıyor!

Peki, biz makyaj bloggerları eeeen çok hangi lafları kullanıyoruz?
Üşenmedim, derledim:)
 
- Bugün xxx adlı üründen bahsetmek istiyorum.
- Bu uygulama için MAC'ın xxx numaralı fırçasını kullanıyorum.
- Bu ürün şu şu şu şu özellikleri vadediyor.
- Fiyatına göre performansı oldukça iyi.
- Rengi çok tatlı, bebek pembesiyle nar çiçeği kırmızısı arasında.
- Dudaklarda yapışma hissi yaratmıyor.
- Gün içinde mutlaka tazelemek gerekiyor.
- Kirpiklerim uzadı ama üçüncü kattan sonra topaklanma oldu.
- Bu far / pudra / allık biraz tozuma yapıyor.
- Sürerken fırça izi oluyor.
- Dudaklarda xxx, gözlerde yyy, tırnaklar zzz etkisi yaratıyor.
- Çok memnunum.
- Çok cici.
- Çok pratik.
- Kalıcılığı yüksek.
- Performansı yüksek.
- xxx'in çekilişi için TIK TIK.
- Gratis / Watsons / MAC alışverişimden aldıklarım.
- Pigmentasyonu yüksek / düşük.


Kendi yazılarına göz gezdirdim, en çok "vadediyor, performans, tozuma, fırça izi ve fiyata göre performans" kalıplarını kullanmışım.

Okurken "Aaa ben de bunu sürekli söylüyorum yahu!?" dediğiniz bir laf ya da gözünüze çarpan, eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Sevgiler!

NOT: Bu yazı kimseyi rencide etmek için yazılmamıştır! :) Hepimiz yapıyoruz, alınmaca gücenmece yok! :)

17 Eylül 2013 Salı

Elizabeth Taylor İlhamlı Göz Makyajı

Sinema tarihinin belki de en çarpıcı gözlere sahip olan aktristinden bahsediyoruz.
Menekşeye bakan mavi gözleriyle insanı sarsan bir güzelliğe sahip olan kadın: Elizabeth Taylor.

Güzel gözler, güzel çerçeveler ister.

Bugün sizlerle, Elizabeth Taylor'ın ikonlaşmış göz makyajını nasıl uygulayabileceğinizi paylaşmak istedim.

İlham olarak, Elizabeth Taylor'ın kullandığı klasik gece makyajındaki ögelerle, kültleşen Kleopatra rolündeki makyajını harmanladım. Ortaya, hem gece hayatında hem de gelin makyajı olarak kullanılabilecek hoş, ışıltılı ve seksi bir sonuç çıktı.

Elizabeth Taylor'ın hemen hemen tüm fotoğraflarında görülebilecek,
gri ağırlıklı kedi makyajı.
Elizabeth Taylor, Kleopatra rolünde.
Bu göz makyajında ihtiyacınız olan altı ana malzeme var:

Açık gri, hafif simli ya da sedefli bir far.
Daha koyu gri, fümeye bakan bir far. Mat, sedefli ya da simli olması hiç farketmez.
Saçınızın bir iki ton koyusuna kaçan bir kaş doldurma malzemesi (far ya da kalem)
Siyah göz kalemi.
Rengini tam veren, tam siyah bir eyeliner.
Maskara. 


1- Göz farı bazınızı uygulayın.

2- Kaşlarınızı doldurup kalınlaştırın. İki kaşınızın da tamamen eşit olmasına gerek yok. Milimetrik eşitlik yakalamaya çalışmak, doğallıktan uzak bir görüntüye neden olur. 

3- Kaş altınızı, açık bir renkle aydınlattıktan sonra göz kapağınızı, açık gri farla doldurun.

4- Kaş kemiğinizin altına ise, koyu renk farla kontür geçin. Bu işlemi yaparken, fırçayı ileri geri, sert hareketlerle oynatmayın. Farı çok fazla dağıtmış olursunuz. Biz daha keskin ve daha derli toplu bir kontür istiyoruz. 
O yüzden önce "PIT PIT PIT", sonra yayma.

5- Bu göz makyajında eyeliner hem üste hem alta uygulanıyor.
İşinizi ufak bir hileyle kolaylaştırın ve akmayan siyah bir göz kalemiyle gözünüzün üst ve alt kısımlarını çerçeveleyin. 

6- Hem üst göz kapağında, hem de alt göz kapağında, aksi yönlere bakacak minik kuyruklar var. Detayını fotoğrafta görebilirsiniz. Korkmayın! Ufak oldukları için yapması, sandığınızdan da kolay. Çok ufak bir parmak hareketi yeterli.


7- Göz kalemiyle hazırladığınız şablonun üzerinden, eyeliner ile ince ince geçin. Nasıl düzgün eyeliner çekileceği konusunda hazırladığım yazı için: TIK.

8- İki üç kat rimel uyguladıktan sonra hazırsınız. Alt kirpiklerinize, maskara fırçasını dikey tutarak tombul vuruşlar yapın, böylece takma kirpik etkisi elde edebilirsiniz. Dilerseniz bu makyajı, gerçekten takma kirpik kullanarak da tamamlayabilirsiniz. Tamamen size kalmış.
Göz içinize ten rengi bir kalem çekerek gözlerinizi olduğundan da kocaman göstermeyi unutmayın!

Gün ışığında çekim.
Flaşlı çekim.

Ben hangi ürünleri kullandım?

- Nude Tude paletinden Sleek (Kaş doldurmak için)
- Essence Night Club Glamour To Go paletinin grileri.
- Flormar Smoky Eyes siyah göz kalemi.
- Flormar Style Matic asansörlü göz kalemi, ten rengi.
- Golden Rose dipliner.
- Alix Avien DNA maskara.

NOT: Tam bir Elizabeth Taylor görünümü elde etmek istiyorsanız, nude tonlarda bir ruj seçin ve mutlaka dudak kalemi kullanın.

15 Eylül 2013 Pazar

Mimler Sarmış Dört Bir Yanımı...

Bu hafta içinde üst üste iki mim daha aldım ve gerçekten de çok şaşırdım!
Mimlerden biri sevgili PembeMavi'den, diğeri de Kozmetik Turu'ndan geldi.
Ben de her iki mimi aynı başlık altında toplamaya karar verdim!

PembeMavi'nin mim konusu: "Evde yalnız kaldığınızda neler yaparsınız, nasıl vakit geçirirsiniz?"

Efendim, ben evde yalnız kaldığımda, hele ki tatil günümse öncelikle öğlene kadar uyurum.
Sonra kalkarım, kendime sucuklu tost yaparım. Portakal suyumu alırım. TV karşısında boş boş "kahvaltı" ederim. Son uzunnnnn bir banyo yapar, saçım kuruyana kadar internette takılır, sonra saç makyaj aşamasına geçerim. Oje rengimi seçmem yarım saatimi alır, en sonunda gene elim turkuaza gider. En sonunda da arkadaşlarımı arar, dışarı çıkarım. Olay bu!

Kozmetik Turu'nun mimine gelecek olursak... Yanıtlanması gereken sorular var efendim!

Blogunuzun adı ve linki:
Tutumlu Pudriyer. http://tutumlupudriyer.blogspot.com/

Ne kadar süredir blog yazıyorsunuz?
30 Temmuz 2013'ten beri.

Kilo problemi yaşadığınız dönemler oldu mu?
Hangi kadının öyle bir dönemi olmaz ki?

Formda kalmak için nasıl bir yöntem uyguluyorsunuz?
Hiçbir yöntem uygulamıyorum. Sadece yürüyüş mesafesinde olan her işi yürüyerek halletmeye ve daha aktif olmaya çalışıyorum. Bunu da formda kalmak için değil, sağlıklı olmak için yapıyorum.

Hayatınızın bir döneminde hiç zayıflama hapı vb. destek ürünleri kullandınız mı?
Hayır. Böyle şeylerin de kesinlikle kullanılmaması gerektiğine inanıyorum.

Güzelliğinizle ilgili uyguladığınız düzenli bakım kürleri var mı?
Akşam yatmadan önceki cilt temizliğim ve kremlerim konusunda hassas davranıyorum, bunun dışında özel bir şey uygulamıyorum.

Vazgeçemeyeceğiniz kozmetik ürünleri:
 BB krem, eyeliner, maskara.


Peki ben kimleri mimliyorum?
Şayet yapmadılarsa, Kozmetik Turu'nun mimini PembeMavi'ye, PembeMavi'nin mimini Kozmetik Turu'na mimliyorum. İçinde "mim" geçen bir cümle daha kurarsam elime vurun!

Sevgiler!

10 Eylül 2013 Salı

Essence Studio Nails Fashion Sticker

Yakın zamanda AVM içlerindeki Gratis'lere uğrayanlar, Essence stantlarındaki ürün çeşitliliğinin arttığını farketmiştir.

Tırnak süslemesine son derece düşkün biri olarak, firmanın Studio Nails Fashion Sticker'larını görünce, almadan yapamadım. Jel görünümlü olan bu stickerların birkaç deseni vardı, ben zarif ve çarpıcı olsun diye siyah dantelli olanı seçtim. Essence'in tırnak ürünlerinin, özellikle de ojelerinin kalitesi, bu konuda hareket noktam oldu.


Ambalajın üzerinde, içinde 14 adet sticker bulunduğu, bu stickerlerın 7 farklı boyutta geldiği, kalıcılığının uzun olduğu ve uygulamasının kolaylığı vurgulanıyor.

Tırnağıma, Avon'un Nailwear Pro+ serisinin Serene adlı ojesini iki kat olacak şekilde sürdüm.
Ve sticker paketini açtım.
Açmaz olaydım!
Öyle tuhaf bir ambalajlama yapılmış ki, açarken epey ter döktüm. 
Neyse ki tırnaklarımı bozmamayı başardım!

Stickerları yapıştırmak kolay.
İçinde hava kabarcığı filan kalmıyor, tırnağa gerçekten de üzerine topcoat geçilmiş gibi parlak ve profesyonel bir görüntü veriyor.
Ancak sıkıntı, bundan sonra başlıyor. 

Normalde tırnak stickerlarının fazlalık kalan kısımları, içinden çıkan özel törpülerle düzenlenip atılır. Bu ürün plastik - jel olduğu için, törpü kullanmak gibi bir şansınız yok. İlla makasla keseceksiniz.
Ne var ki Solingen kullanmama rağmen, kestiğim kısımlar felaket bir görünüm aldı, pütürlendi ve beni de çıldırttı. Kolay ve hızlı olduğu iddia edilen bu stickerların uygulaması için, el becerisi son derece gelişmiş olan bendeniz, tam 20 dakika cebelleştim!


Görüntünün şahane olduğu bir gerçek. 
Ne var ki kalıcılık için aynı şeyi söyleyemiyorum.
Uç kısımlar bir türlü tam yapışmıyor, gün içinde kendinizi, stickerları tırnağınıza geri bastırırken buluyorsunuz. Duşa girip çıktıktan sonra, iki tırnağımda ciddi bozulma vardı. Düzelteyim derken sticker, tırnağımdan komple ayrıldı. Ayrılmayanlar ise dipten yükseldi. Sonunda çıldırdım ve manikürden tamamen kurtulmaya karar verdim. Ancak bu sefer daha başka bir sorun baş gösterdi. En sonunda çareyi, tırnak üstlerimi cımbızla temizlemekte buldum.

Sonuç:  
Gece dışarı çıkacaksanız ve tırnaklarınızda özellikli bir görüntü olsun istiyorsanız, temizlerken başınıza gelecekleri de baştan kabulleniyorsanız, tek geceye mahsus olarak kullanılabilecek bir ürün. Ancak günlük yaşamda kullanayım, uğraştırmasın, tırnaklarım şahane gözüksün diye bir beklentiniz varsa, ellerinizi bu stickerlardan hemen çekin. 
Yüzde yüz cinnet garantili!

9 Eylül 2013 Pazartesi

Mimlendim vol. 2!

For Beauty blogunun yazarı sevgili Hande tarafından mimlendim!
Seviyorum bu kızı :)

1- Hayatınızda mucize olarak nitelendirdiğiniz bir olay yaşadınız mı?
Gün içinde, "ya bu iş hayatta olmaz, bu problem hayatta çözülmez" dediğim pek çok şeyin sular seller gibi hallolduğunu görmüşümdür. Minik mucizelerle aram daha iyi diyebilirim. Ama benim için en büyük mucize, İstanbul'un cenderesinden kurtulabilmekti.

2- Almayı düşünüp de alamadığınız ne var?
Babama bir dükkân alabilsem çok hoş bir jest olurdu. 

3- Kıyafet konusunda takıntılarınız var mı?
Hangi kadının yok ki!?
Bol pantolon asla giymem, üstüme yapışan bluzlardan nefret ederim çünkü nefes alamadığımı hissediyorum. Yuvarlak yakalardan uzak dururum. Yarasa kollu bir şey görürsem mutlaka alırım. Fular kullanmaktan yaz kış vazgeçemem.

4- Nefret ettiğiniz huylar ya da insanlar?
Nankör insanları hayatımdan olabildiğince uzak tutmaya bakıyorum. Bir de bir konu hakkında hiçbir fikri olmadığı halde, uzmanmış gibi atıp tutanların ağzına kürek çarpmak istiyorum.

5- Sizi en net tanımlayan kelime?
Potansiyel sahibi.

6- Hayata yeniden gelme şansınız olsa hangi ülkede doğardınız?
Finlandiya.

7-  Tek başına bir insan, keyiflenmek için ne yapabilir?
Makyajını yapar, kankasını arar, birer İrlanda kahvesi içmeye dışarı, şık bir kafeye çıkar.

8- Nikah masasında, evleneceğiniz kişiden "hayır" cevabı alırsanız ne yaparsınız?
Bu tarz bir döneklik yapan bir insanla yolumu son an son dakika ayırdığı için Allah'a şükreder, yüzüme en sakin ifademi takınırım. Kulağına eğilir "Madem öyle, bu şerefsizliğin kefareti olarak alınan her şeyi sen ödüyorsun" der, ardından misafirlere teşekkür eder, arkamı döner çıkarım.

9- İnsan kaderini mi yaşar, kaderini mi yazar?
Doğum, ölüm, evlilik gibi ana hatların kaderde belirlenmiş ve değiştirilemez olduğuna; diğer şeylerin ise tercihlerle belirlenebildiğine inanıyorum. Duanın gücünü de göz ardı etmemek gerektiğini düşünüyorum.

10- Aklınıza gelen ilk yabancı kelime?
Euphoria.

11-  İnternette sahip olduğunuz ilk nick name?
Hatırlamıyorum. Çoook zaman oldu!


Bu konuda mimlenmemiş birini bulmak çok zor!
Ama aradım, taradım ve başardım!

Melislicious
Güzelle Kozmetik
Smyrnary Beauty

Sıra sizde!

7 Eylül 2013 Cumartesi

Yaz Bitimi Oje Kombinleri

Yaza veda ediyoruz.
(Durun, vurmayın!)

Bir aya kalmadan, ayak parmaklarımızın güneşle buluşmasının verdiği o sıcacık keyfe, açık ayakkabılara ve pediküre hoşça kal diyeceğiz.
(Vurmasanıza ya!)

Öhm.
Bir zamanlar, kadınların manikürde ve pedikürde aynı renk oje kullanması gibi bir moda vardı. Zaten kırmızı, beyaz ve pembenin bir iki tonuyla sedefli versiyonları dışında renklere ulaşabilmek de pek mümkün değildi. Siyah sürenlere "satanist", lacivert sürenlere ise "marjinal" dendiği dönemlerden bahsediyorum. Siz deyin seksenlerin sonuuu, ben diyeyim doksanların başı.

1970'li yıllarda Türkiye'nin en popüler ojesi Cutex'ti. Cutex, her bir ojeye uygun renkte ürettiği rujlarla da kadınların kalbini çalmış ve el-ayak-dudak üçlemesinde "asorti" trendini başlatmıştı.

Bu durum birkaç sene öncesine kadar böyle devam etti.
Beş yıl önce, Avrupa'da turkuaz oje modası başladığında, turkuaz hastası biri olarak benzer bir oje bulmak için elimden geleni yaptım. En dandik markalardan en dev markalara kadar her yeri talan ettim. Yoktu. "Turkuaz yahu?" dedim mi yüzüme bön bön bakılıyordu. O zaman Claire's imdadıma yetişti.

Şimdi bakıyorum, sadece renk konusunda değil, doku konusunda da muazzam bir oje çılgınlığı yaşıyoruz. Hemen sıkılıyoruz; siliyoruz, sürüyoruz, siliyoruz, sürüyoruz. Böyle olunca el ve ayak tırnaklarını sürekli aynı renkte tutmak imkansız oluyor.

Ayak tırnaklarımızı şenlendireceğimiz son birkaç hafta kalmışken, birbirine en yakıştırdığım renkleri sizlerle paylaşmak istedim. Sol tarafta yer alan renkler eller, sağdakiler ise ayaklar için.


Bu arada minik bir ipucu vereyim. Çok yakında, elde ve ayakta aynı renk oje kullanma modasının geri dönmesi bekleniyor! Ama ne kadar yakında, işte onu bilemiyorum. Sevgili dostum Lagerfeld (!) ile konuşup size dönüş yaparım. Zaten adama çiğbörek sözüm vardı. Bu vesileyle onu da aradan çıkartmış olurum.

Siz manikürde ve pedikürde hangi renkleri kombinliyorsunuz? En sevdiğiniz renkler hangileri?

6 Eylül 2013 Cuma

Kısıtlı İmkanlarla Makyaj

Benim için makyaj yapmak, terapiden farksız.
"Yüzü tuval olarak görmek" olayı var ya, aynen öyle.

Kadınlar stresli zamanlarda kendini temizliğe verir, kuaföre atar, alışveriş yapar... Ben ise makyaj fırçalarıma sarılırım. Basit bir ruj bile insanın modunu değiştirir.

Ne var ki bu seferki konu mankenim, çok yakın bir arkadaşım oldu!

Uzun süredir kimseye makyaj uygulaması yapmamıştım.
Üstelik bu sefer işim, çok daha zorluydu.
Neden mi? Fikir birden ortaya çıktı. Arkadaşım ise başka bir şehirden gelmişti, malzeme yelpazesi son derece dardı ve benim de yanımda makyaj ürünü namına hiçbir şey yoktu! Evden nasıl çıktıysam...

Sonuç olarak biz bu denemeyi "Limited Makeup Item Challenge" olarak adlandırmaya karar verdik.
Yani "Kısıtlı İmkanlarla Makyaj"!

Elimizde olanlar: The Balm'un Hot Mama allığı, Cheater maskarası, Balm Jovi far paleti, Loreal'in True Match pudrası, bir süngerli aplikatör, bir far fırçası, bir de Rimmel London marka dipliner.

Ortada ne baz vaaar, ne fondöten - BB krem - kapatıcı tarzı bir şey vaaar, ne gerekli fırçalar vaaaar, ne kaş kalemi vaaarr.. Ne olacak? E o zaman mücadele başlasın!


Bu arada Balm Jovi far paletinin her kadında bulunması gereken bir ürün olduğunu tekrar tekrar belirtmek isterim. Aydınlatıcısı, ruju, geniş ve cesur renk skalası, allığı... Hiçbir şey olmasın ama bu palet olsun desem yeridir!


İşe, iyice nemlendirilmiş yüze pudra uygulayarak başladım. Allahtan pudranın süngeri içindeydi ve oldukça kaliteliydi. Yoksa elle pudra sürmek gibi fantastik bir işe kalkışmış olacaktık! Loreal'in True Match Powder ürününü daha önce hiç denememiştim. Ama kapatıcılığı ile benden tam puan aldı. Hatta şöyle söyleyeyim, kendisi göz altlarında bile büyük fark yarattı!

Kaş altına "Adagio" sürerken...
Göz makyajında Balm Jovi'nin Lead Zeppelin farını kapakta, Allegro farını ise kaş kemiğinde ve V kısmında kullandım. Göz pınarlarına ışıltı vermek için Metal-ica ve Iron Maid-in farlarını karıştırdım. Böylece ortaya, altın ve gümüş rengi arası, nefis bir renk çıktı.

Tüm bu uygulamaların ardından, göz kapağının tam ortasına bir miktar aydınlatıcı kondurdum ancak yukarıdaki fotoğraf bunu yapmadan önce çekildiği için maalesef göremiyorsunuz.

Allegro inanılmaz bir far. Burun kontürlemesinde ve kaş doldurmada yine bu seçenekten faydalandım. Ardından yine Balm Jovi paletinin içinde yer alan aydınlatıcıyı ve Hot Mama allığı kullanarak işlemi tamamladım.
Biraz eyeliner, biraz rimel..

Kısıtlı imkanlarla başladığımız macera, tahmin ettiğimizden de tatmin edici bir şekilde son buldu!


 Siz daha önce elinizin altında minimum malzemeyle makyaja kalkıştınız mı? Ortaya nasıl bir sonuç çıktı? Göz kaleminden far yapmak ya da ruju allık olarak kullanmak gibi formülleri denediniz mi?

4 Eylül 2013 Çarşamba

Neden Yoktum?

Birkaç günlüğüne blogumdan uzak kaldım.

Nedenini dile getirebilmek ise aslında zannettiğimden de güç.
Anneannemi kaybettik.

Hemen her kız çocuğunun anneannesine bir zaafı vardır, benim durumum da bundan pek farklı değildi. Yaptığım şehir aşırı yolculuk, cenaze, insanlar, dualar ve son olarak anneannemin eşyalarını toplama görevinin bana düşmesi...

Tüm bunlar benim için hem fiziksel hem de ruhsal anlamda son derece yorucu deneyimlerdi.

Benim anneannem torununa bakan, kek yapan, cebimden harçlığımı eksik etmeyen bir anneanneden çok daha ötesiydi.
Mesela bütün ülkelerin başkentlerini ezbere biliyorsam, bir gecede bir kitabı büyük bir iştahla yutuyorsam, mutfağa girdiğimde herkesi şaşırtan tarifleri hayata geçirip çıkabiliyorsam, çamaşır asarken belli bir sıralamaya göre gidiyorsam, neye ne yakışır, neyin üzerinde ne güzel durur biliyorsam, sökük düğmemi dikebiliyorsam anneannem sayesindedir.

Annem annesini, ben anneannemi, sağ kalan arkadaşları varlığı her zaman neşe veren bir kadını uğurlamanın ötesinde bir şey oldu 1 Eylül'de.

İstanbul, belki de son hanımefendisine veda etti.

Biliyorum ki o şimdi çok mutlu. Tayyörünü, şapkasını, eldivenini, ayakkabısını, çantasını, rujunu ojesini kombinledi. Kürkünü omzuna attı. İncili küpelerini taktı. Çok sevdiği arkadaşı İda'nın koluna girdi. Ve bu iki kadın 1960'ların Pera'sında günlük yürüyüşünü yaparken, ekalliyetten esnaf onlara "Günaydın Madam!" diye selam veriyor. Yürüyüş bitince Markiz'e kahve içmeye, oradan da akşam üstü briçe gidecekler.



blogger template by lovebird